Sosyal Medya ve Okuma Kültürü Üzerine Düşünceler

Evet, tarih yaygarası diye bir şey var şu anda. Sosyal medya platformlarındaki uygulamalarda kendini göstermektedir. Her konuşabilen, video oluşturabilen kişilerin eğitimsiz bir şekilde olmasına rağmen en azından bir kitap açayım da kendime bir şeyler katayım düşüncesi olmadan bir şeyler sözüm ona üretenler çoğaldı. Önlerine gelen bilgiyi ki ne kadar bilgi olduğu da şüpheli, paylaşma kararıyla önünü ardını düşünmeden, araştırmadan paylaşıyorlar. Kısa bir süre içinde, bu tür içerikler virüs gibi görünmeden hızlı bir şekilde yayılıyor ve gençlerin arasında büyük bir gerçeklik havasıyla dolaşıyor. Bu sürecin en önemli durumlarından biri, okumanın bir zahmet olarak görülüp, dinlemenin ya da kaydırmanın rahat olmasından kaynaklanmasıdır. Çalışma yapmak, okumak gerektiğinde altını çizmek ve elindeki kaynağın yetersiz kaldığı durumlarda yeni kaynak bulmak ve aynı düzende çalışma yapmak oldukça zor ve zahmetli olarak görülmektedir. Özellikle de genç nesil için, sürekli olarak sosyal medya akışındayken birkaç saniyelik videolar izlemek çok daha cazip geliyor. Dediğim gibi, kaydırma işinin kolay olması cazip geliyor. Doğru bilgiler kimin umurundaki? Tabii ki doğruları paylaşmak ve yaymak çalışmasına katkıda bulunan insanlar da var ancak sayıları daha az; bu da, yanlış bilgilerin çoğalmasıyla birlikte onları daha görünmez kılıyor. Bilgi kirliliği, toplumsal algıları yönlendirdiği için, bu süreçte bilgiye erişim ve bilgiyi değerlendirme becerilerinin geliştirilmesi gerektiğine inanıyorum. Ahvalin bu hali, kritik düşünmeyi gerektiriyor, ama ne yazık ki gençler arasında bu tür becerileri geliştirmek için yeterince teşvik yok.

Bu süreçte önemli olan kolayca ulaşmak… Bir şeyler duyalım, öğrenelim de ne kadar doğru olduğu ve ne kadar doğru olduğunun pek bir önemi yok. Sadece konuşacak şeylerimiz olsun. Bu arada televizyon dizilerinin de payını vermek gerekir; zira bu diziler, toplumun algısını şekillendirmede önemli bir rol oynuyor. Bizim için reyting almak veya taraftar toplamak en önemli şeylerin başında gelmektedir. Dolayısıyla anakronizm yaparak ilgi çekmek, taraftar toplamak uğruna olmayan bir hükümdar ya da lider oluşturmak veya bir dönem oluşturmak da bunlarla paralel olarak görülen bir durumdur. Akşamları televizyonda bu şekilde yayınlanan program ve diziler ile gündüzleri ise sosyal medya uygulamalarıyla bilgi kirliliğine katkı sağlanmakta ve insanların doğruları sorgulaması akıllarına bile gelmemektedir. Açıkçası onlar için çok da önemli değildir; çünkü hayatın koşturmacası içinde anlık tatminler, bu tür içeriklerin yanında daha cazip hale gelmektedir. Ancak bu durum, uzun vadede toplumda bir bilgi eksikliği ve düşünsel tembelliğe yol açmaktadır. Biz öğretmenler şüphesiz her şeyi bilemeyiz ancak bilgiye aç olan öğrencilerimize doğru bilgiye ulaşmanın yöntemini ve değerini öğretebiliriz. Doğru bilginin gerekliliği konusunda da mücadele etmeliyiz. Bu yüzden Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.” Sözü de daha kıymetli bir hale gelmiştir; çünkü bizler, geleceği inşa edecek bireylerin yetiştirilmesinde kilit bir rol oynamaktayız ve bu sorumluluğun bilincinde olarak hareket etmek zorundayız. Kitapla kalın, bilgiyle kalın.


YUNUS EMRE'NİN KALEMİ sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.

yunusemreninkalemi tarafından yayımlandı

Merhaba.Ben Yunus Emre. Burada tarihin çeşitli alan, şahıs ve olaylarından oluşan makalelerimi ve denemelerimi paylaşacağım. Ayrıca YKS düzeyinde tarih ve diğer alanlarda çalışmanın nasıl yapılacağı ile ilgili de bilgiler olacaktır. Sizlerin de görüş ve önerilerine açığım

Yunus Emre'nin Kalemine Hoş Geldiniz.